- Web Sitesi: www.islamhouse.com
- Telefon: 2147483647
-
Başlık: موقع دار الإسلام على شبكة الإنترنت.
المملكة العربية السعودية، الرياض، حي الربوة، شارع الأربعين، بجوار شركة الراجحي المصرفية للاستثمار.
Ülke:
- Tarih
- Ziyeretçi sayısı
- Alfabetik sıra
- Sunum:
Bu makale, değerli âlim Abdulaziz b. Abdullah b. Baz'ın Ramazan ayı münasebetiyle İslâm ümmetine bir nasihatıdır.
Takva: Allah’tan bir nur üzere, O’nun taati ile amel etmen, Allah’ın sevabını ümid etmen, Allah’tan bir nur üzere Allah’a isyanı terk etmen, Allah’ın cezalandırmasından korkmandır.”
Dilin tehlikesi büyüktür.Dilin tehlikesinden sakınmanın zor olması ve bu hataya düşmenin kolay olması gibi kötü sonuçlarından dolayı dilin tehlikesinden sakınmak ve onu hayırdan başka şeylerde kullanmamak gerektiği konusunda pek çok delil gelmiştir. Bunun içindir ki Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- insanları en çok cehenneme sokan şeyin, insanın dili olduğunu haber vermiştir.
Şer’î ilmin, dîndeki yeri çok büyüktür. Allah Teâlâ müslümanları dînî ilmi öğrenmeye teşvik ederek onlardan bunu istemiş ve ilim ehlini, başkalarından üstün tutmuştur.İlim öğrenip Allah’ı gereği gibi tanımak, emir ve yasaklarını bilmek ve dîni ayakta tutmak gibi sebeplerden dolayı, Allah Teâlâ ilim öğrenmeyi kendisinin rızâsına yaklaştıran en fazîletli amellerden ve cennete girmenin en büyük sebeplerinden birisi kılmıştır.Bunun içindir ki âlimler, nebilerin vârisleridir. Dolayısıyla dînî ilmi insanlara mîras olarak bırakan nebilerdir. Nebilerin mîrası olan bu ilmi alan, onlara vâris olur. Allah Teâlâ bir kula iyilik dilerse, ona dîninin emirlerini öğrenmenin yollarını kolaylaştırır.
Bu makale, bazı hacıların hac sırasında yaptıkları hataları açıklamaktadır.Örneğinİ İhram sırasında, Mescid-i Haram’a girerken, Arafat’ta vakfeye dururken, Müzdelife’de gecelerken, cemrelere taş atarken ve Vedâ tavafı gibi...
İnsanlara dînleriyle ilgili şeyleri öğretmek ve onları iyiliğe dâvet etmek, Allah Teâlâ’nın kendilerini onun için gönderdiği nebilerin bir amelidir.Bu amel en büyük görevdir.Allah Teâlâ, bu görev için insanların en fazîletlisini seçmiştir.Bunun içindir ki Allah Teâlâ, insanlara dînlerini öğretmek ve onları iyiliğe yöneltmek için nebilerin yolunda yürümede bir kimseyi muvaffak kılarsa, hiç şüphe yok ki o kimse, ilmin yayılması ve iyiliğin emredilmesi ve kötülükten alıkonulması gibi yeryüzünde iyiliğin meydana gelmesine ve Allah Teâlâ’nın insanlar üzerindeki huccetini ikâme etmesine vesîle olduğu için büyük bir iyiliğe nâil olmuş olur.
İslâm, kâmil dîndir. İnsanın bütün hayatını düzenlemiş, ona faydalı olan şeyleri emretmiş, zararlı olan şeyleri de yasaklamıştır.Yemesinden, içmesinden ve uykusundan önce ile uykusundan uyandıktan sonra, mukimlik, yolculuk ve diğer hallerinde, hem kendisi, hem de başkasıyla ilgili birtakım âdâbı meşrû kılmıştır.
Allah Teâlâ,Kur'an ve sünnete uymayı emretmiştir. Çünkü Kur'an ve sünnetin kendisi korunmuştur, her ikisine uyan kimseyi de sapıklığa düşmekten korur.Allah Teâlâ, başka bir insanın sözünün aksine, sözünde Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'i korumuştur.
Bu broşür, Arafat dağının hakikati ve bazı hacıların Arafat dağını ziyâret ederken içine düştükleri hatalardan bahsetmektedir.
Rasûlullah –salllahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: "Atalarınız üzerine yemin etmeyin. Allah adına yemin eden de doğruyu söylesin ve yeminini tutsun. Kendisine yemin edilen kimse, yemin edene inansın.Bu hükme rıza göstermeyen Allah’tan uzaktır."
Allah Teâlâ’nın mülkün sahibi, onda dilediği gibi tasarrufta bulunma hakkına sahip olduğu, O’nun izni olmadan kâinatta hiç kimsenin bir şey yapamayacağı, yaratılmışların kontrolünün O’nun elinde olduğu, dilediği şeyin olacağı ve dilemediği şeyin olmayacağı, Rabbine îmân eden müslüman bir kulun nefsine ve kalbine yerleşirse, bu takdirde o kimse, insanlara bel bağlayan bütün bağları koparır ve yalnızca Allah Teâlâ’ya tevekkül eder.
Bu makalede, İmam Nevevî'nin "el-Mecmû'" adlı kitabında hac veya başka bir amaçla yolculuk âdâbından zikretmiş olduğu 62 âdâbtan 26 tanesi kısaca zikredilmiştir.
İslâm, kâmil dîndir. İnsanın bütün hayatını düzenlemiş, ona faydalı olan şeyleri emretmiş, zararlı olan şeyleri de yasaklamıştır.Yemesinden, içmesinden ve uykusundan önce ile uykusundan uyandıktan sonra, mukimlik, yolculuk ve diğer hallerinde, hem kendisi, hem de başkasıyla ilgili birtakım âdâbı meşrû kılmıştır.
İnsanların toplandıkları ve orada konuştukları meclisleri olması gerekir. Bu meclislerin en hayırlısı ise, Allah -azze ve celle-’nin adının anıldığı meclisleridir. Allah Teâlâ’nın adı anılmayan ve elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e salât getirilmeyen meclisler, yerilmiş ve çirkin görülmüş meclislerdir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu meclislerden uyarmış ve vakitlerini faydasız şeylerle geçirdikleri için bu meclislerin kıyâmet günü sahipleri için bir pişmanlık ve noksanlık olacağını haber vermiştir.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, Allah Teâlâ’nın adı anılmayan bu meclislerin nasihat için yumuşamayan ve hatırlatmaya da yanaşmayan kalplerin katılaşmasına sebep olacağını haber vermiştir.
Bu makale, "Sünnetler ve Şer’î Hükümlerden Günlük Dersler" adlı kitaptan iktibas edilerek hazırlanmış olup "Hac ile ilgili birtakım hükümler " ile ilgilidir.
Bu broşür, Bey’at mescidinin hakikati ve bazı hacıların Bey’at mescidinde içine düştükleri hatalardan bahsetmektedir.
Allah Teâlâ, bilmesi ve hakkını vermesinden dolayı Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in haklarını açıklamış ve O'nun haklarını yerine getireni hidâyete erdirmek ve sevmekle vâdetmiştir.
Bu broşür, Baki kabristanının fazîleti, kabristanı ziyâret etmenin meşrû oluşu, kabristanda yatan bazı kimselerin tesbiti ve bazı hacıların kabristanda yaptıkları hatalardan bahsetmektedir.
Allah Teâlâ’nın, mü’min kulunu muhafazası türlüdür:
Dili haramlara düşmekten ve ilgilendirmeyen şeyleri konuşmaktan alıkoymak ve korumakta büyük iyilikler, dünya ve âhirette cehennem azabından kurtuluş vardır. Bunun içindir ki Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- insanları buna teşvik edip yönlendirmiş ve bunun en büyük kurtuluş yollarından birisi olduğunu haber vermiştir.
Tevhîdin şânı büyüktür. Bunun içindir ki, kelime-i şehâdeti zikrederek hayatını tevhîdi ikrarla sona erdiren kimsenin mükâfâtı; Allah Teâlâ’nın onu cennete girdirmesi olmuştur. Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, ölmek üzere olan kimseye, Allah’a hüsn-i zan beslemesini ve rahmetini arzu etmesini emretmiştir.
Bu makale, Kur’an ve Sünnette ibâdet ve taatin anlamını, ibâdet, itaat ve kulluğun; Allah Teâlâ’nın sevip râzı olduğu, gizli açık bütün söz ve amelleri (davranışları) içine alan bir kavram olduğunu açıklamaktadır.
Bu makale, "Sünnetler ve Şer’î Hükümlerden Günlük Dersler" adlı kitaptan iktibas edilerek hazırlanmış olup "Umrenin fazîleti" ile ilgilidir.
Bu makale, hıristiyanlık için gece-gündüz çalışan meşhur davetçi Yusuf Estes adındaki bir papazın İslâm’a giriş öyküsüdür.
Bu broşür, Uhud şehitliği, Uhud şehitliğini ziyâret etmenin meşrû oluşu, Uhud şehitliğinde defnedilen şehitler ve Uhud şehitliğinde yapmaktan sakınılması gereken hatalardan bahsetmektedir.
Vakit, hayatın kendisidir. Her kim, vaktini boşa harcayarak kaybederse, hayatını kaybetmiştir demektir. Âhirette de boşa harcadığı bu vaktinden hesaba çekilecektir. Birçok insan, vakti konusunda aldanıp hüsrana uğramakta, vaktini, dünya ve âhirette kendisine hüsran olarak dönecek şeylerde harcamaktadır.
Bu makale, hac ve umrede getirilen telbiyenin ne anlama geldiğini, hangi şeyleri ifâde ettiğini ve bu büyük kelimenin hikmetlerini güzel bir şekilde açıklamaktadır.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e itaat etmek, onun sözünün yanında her sözü terk etmek, onun emir ve yasaklarına teslim olmak; İslâm’ın üzerine binâ olunduğu ikinci kâidenin tâ kendisi olan kelime-i şehâdetin ikinci kısmı "Muhammedun Rasûlullah"ın anlamıdır. Bu sebeple İslâm dîni, iki kâide üzerine kurulmuştur:Yalnızca Allah’a ibâdet edilmesi ve Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e itaat edilmesidir.Hidâyet ve kurtuluşa ermek, fitnelerden kurtulmak ve cennete girmek için, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e itaat etmekten başka bir yol yoktur.
Müslümanların, Ramazan bayramı ile Kurban bayramının dışında kutlayacakları başka hiçbir bayramları yoktur.Bu iki bayramın dışındaki bayramlar, sonradan çıkarılmış bid’at bayramlardır ve bu bayramları kutlamak, câiz değildir.
Halk arasında Receb, Şa’ban ve Ramazan ve bu aylar içinde bulunan önemli gün ve gecelerle ilgili birçok hadis dolaşmaktadır. Bunlardan bazıları sahih, bazıları zayıf ve maalesef birçoğu ise uydurmadır.Hurafelerin halk nezdindeki itibarı ve oldukça yaygın oluşu göz önünde bulundurulduğunda, bu gibi konularda uydurma hadislerin sahihmiş gibi bilindiği görülmektedir.
Münâfıklık, İstikbar (hakka karşı büyüklenme) ve cuhûd (inkâr) küfürlerine âyet-i kerimelerden deliller
Bu makale, büyük ve küçük zulmü, fıskı ve nifâkı Kur’an ve sünnetten delillerle açıklamaktadır.
Bu broşür, Hira dağının hakikati ve bazı hacıların Hira dağını ziyâret ederken içine düştükleri hatalardan bahsetmektedir.
Bu makale, haccın büyük faydalarını, hacda yapılan amellerden yola çıkarak güzel bir şekilde açıklamaktadır.Örneğin: Telbiye, Beytullahı tavaf, safa ve Merve arasında sa'y, Arafat'ta vakfe, Müzdelife ve Mina'da geceleme ve cemreleri taşlama gibi...
Bu makale, sihir, kehânet ve rukye’nin tanımı ve bunlarla ilgili hükümleri Kur’an ve sünnetten delillerle detaylı bir şekilde açıklamaktadır.
Selâm, müslümanların mübârek bir şiârıdır. Allah Teâlâ, selâmı, müslümanlar için bir esenlik ve müslümanın, müslüman kardeşi üzerindeki haklarından birisi olarak saymıştır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de cennete girmenin sebebi olan selâmı yaymayı, müslümanlar arasında sevgi ve muhabbetin yayılmasının sebeplerinden birisi olduğunu haber vermiştir.
Bu makale, "Sünnetler ve Şer'î Hükümlerden Günlük Dersler" adlı kitaptan iktibas edilerek hazırlanmış olup "Haccın fazileti" ile ilgilidir.
Önceki | Sonraki |