En fazla ziyaret edilern maddeler
Tevhîdin şânı büyüktür. Bunun içindir ki, kelime-i şehâdeti zikrederek hayatını tevhîdi ikrarla sona erdiren kimsenin mükâfâtı; Allah Teâlâ’nın onu cennete girdirmesi olmuştur. Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, ölmek üzere olan kimseye, Allah’a hüsn-i zan beslemesini ve rahmetini arzu etmesini emretmiştir.
Dili haramlara düşmekten ve ilgilendirmeyen şeyleri konuşmaktan alıkoymak ve korumakta büyük iyilikler, dünya ve âhirette cehennem azabından kurtuluş vardır. Bunun içindir ki Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- insanları buna teşvik edip yönlendirmiş ve bunun en büyük kurtuluş yollarından birisi olduğunu haber vermiştir.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e itaat etmek, onun sözünün yanında her sözü terk etmek, onun emir ve yasaklarına teslim olmak; İslâm’ın üzerine binâ olunduğu ikinci kâidenin tâ kendisi olan kelime-i şehâdetin ikinci kısmı "Muhammedun Rasûlullah"ın anlamıdır. Bu sebeple İslâm dîni, iki kâide üzerine kurulmuştur:Yalnızca Allah’a ibâdet edilmesi ve Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e itaat edilmesidir.Hidâyet ve kurtuluşa ermek, fitnelerden kurtulmak ve cennete girmek için, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e itaat etmekten başka bir yol yoktur.
Vakit, hayatın kendisidir. Her kim, vaktini boşa harcayarak kaybederse, hayatını kaybetmiştir demektir. Âhirette de boşa harcadığı bu vaktinden hesaba çekilecektir. Birçok insan, vakti konusunda aldanıp hüsrana uğramakta, vaktini, dünya ve âhirette kendisine hüsran olarak dönecek şeylerde harcamaktadır.
Dilin tehlikesi büyüktür.Dilin tehlikesinden sakınmanın zor olması ve bu hataya düşmenin kolay olması gibi kötü sonuçlarından dolayı dilin tehlikesinden sakınmak ve onu hayırdan başka şeylerde kullanmamak gerektiği konusunda pek çok delil gelmiştir. Bunun içindir ki Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- insanları en çok cehenneme sokan şeyin, insanın dili olduğunu haber vermiştir.
İnsanların toplandıkları ve orada konuştukları meclisleri olması gerekir. Bu meclislerin en hayırlısı ise, Allah -azze ve celle-’nin adının anıldığı meclisleridir. Allah Teâlâ’nın adı anılmayan ve elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e salât getirilmeyen meclisler, yerilmiş ve çirkin görülmüş meclislerdir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu meclislerden uyarmış ve vakitlerini faydasız şeylerle geçirdikleri için bu meclislerin kıyâmet günü sahipleri için bir pişmanlık ve noksanlık olacağını haber vermiştir.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, Allah Teâlâ’nın adı anılmayan bu meclislerin nasihat için yumuşamayan ve hatırlatmaya da yanaşmayan kalplerin katılaşmasına sebep olacağını haber vermiştir.
Ölümü ve ölümden sonrasını hatırlamak, nefsi ıslah etme ve onu ileride sâlih amel işleyip dünyaya meyletmemeye teşvik etme konusunda çok etkilidir. Bunun içindir ki Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ölümü çokça hatırlamaya teşvik etmiştir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- müslümanın, başına gelen belâlardan dolayı ölümü temennî etmesini yasaklardı. Çünkü insan, hayrın, ölümünde mi yoksa hayatında mı olduğunu bilemez. Aksine Allah Teâlâ’dan, kendisi hakkında hayırlı olanı takdir etmesini istemelidir.