- Web Sitesi: www.islamhouse.com
- Telefon: 2147483647
-
Başlık: موقع دار الإسلام على شبكة الإنترنت.
المملكة العربية السعودية، الرياض، حي الربوة، شارع الأربعين، بجوار شركة الراجحي المصرفية للاستثمار.
Ülke:
- Tarih
- Ziyeretçi sayısı
- Alfabetik sıra
- Sunum:
Ehl-i Sünnet ile Şiâ Arasındaki İki Zıt Tablo: Bu kitap, sakin, bilimsel ve mezhep taassubundan tamamen uzak bir şekilde, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in üzerinde bıraktığı ve terbiye ettiği eseri, mübârek sahâbe neslini açıklamaktadır.
Muhammed b. Abdulvahhab: değerli âlim Abdulaziz b. Baz’ın -Allah ona rahmet etsin- hicrî 1385 yılında, Medine-i Münevvere İslâm Üniversitesi rektör yardımcısı iken verdiği konferanstır. Merhum, bu konferansta Muhammed b. Abdulvahhab’ın kısa hayatını ve onun dâvetini açıklamıştır.
Örnek almamız amacıyla Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in günlük yaşamından kesitler sunulmaktadır.
Ateist bir öğretmen ve müslüman bir öğrenci arasındaki diyalog: Bu kitapta müslüman bir öğrenci ile ateist bir öğretmen arasında diyalog geçmektedir. Müslüman öğrenci bu diyalog boyunca birçok batı ülkesinde yaygın olan ateizmin: "Kâinatın (evrenin) yaratıcısız oluşması", "Allah'ın, dünyadaki bütün kötülüklerin yaratıcısı olması", "Bu sebeple yaratıcı yoktur" yalan ve hurafeleri gibi bâtıl düşüncelerine karşı koymaktadır.
Bazıları Mescid-i Aksâ’nın Müslümanlar nezdindeki ve İslam dinindeki yeri hakkında kitap yazmamıza şaşırabilir. Çünkü bu konu tartışmasız kabul gören konulardan biridir ve Mescid-i Aksâ’nın çok fazla açıklamaya gerek olmayan yüce bir konumu vardır. Mescid-i Aksâ’nın konumu Allah Teâlâ’nın Kur’an-ı Kerim’deki apaçık ifadesiyle ve Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in sahih hadisiyle sabittir. İslam Ümmeti de Mescid-i Aksâ’nın fazileti üzerinde icma etmiştir/görüş birliğindedir.
Hanifî âlimlerinin önemsedikleri ve gerek eserden, gerekse yazarından övgüyle bahsettikleri bu kitap, İslâm dünyasının birçok yerinde yaygınlaşan kabirperestlik hastalığını ve kabirlerde işlenen birçok bid’atleri Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in hadislerinden delillerle açıklamıştır.
Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, bir sürü hurafe ve hile baş göstermiş ve bunlar, din ya da akıl engeline takılmadan insanların içine kadar işlemiştir. Öyle ki, insanlardan birçoğu ya sihri meslek edinip onu yaymaya başlamış; ya sihre müptela olup sihir yapanların pençesine düşmüş; ya da sihir vasıtasıyla insanlara zarar verir hale gelmiştir.Hiç şüphesiz Kitap ve Sünnetteki deliller ve ileri gelen âlimlerin icması şu noktada ittifak etmiştir ki: Sihir haramdır ve sihir yapan kişi kınamayı hak etmiş kötü bir kimsedir. Aynı şekilde aklı olan herkes -müslüman olmasa dahi sihrin, akıl ve beden üzerinde yıkıcı etkileri olan tehlikeli bir şey olduğunu bilir.
Yazar; kitapları, risâleleri ve fetvâları ışığında Muhammed b. Abdulvahhab'ın selef akidesini açıklamaktadır.
Sevgili ile Bir Gün -sallallahu aleyhi ve sellem-:
Kitabın içeriği 201 senedli hadisten meydana gelmektedir. Bunlardan kimisi merfu', kimisi mevkuf, kimisi de maktu'dur. Müellif bu maddeyi birçok bölüm halinde tertipleyerek buna mukaddime ile başlamış ve hadislere kıyamet gününde yaşın kaç olacağına dair soru sormuş, ehil olmayana ilmi vermekten nehiy bölümüne bir hadis, ilimle amel etmek hakkında hadisler koymuş, sonra kitabı bölümlere ayırmış ve buna, öğrendiği ilimle amel etmeyenin kınanmasıyla başlamış ve ertelemenin hoş görülmemesiyle sona erdirmiştir.
Kabir azabı haktır ve îmân edilmesi gerekir. Nitekim Kur'an ve sünnetten deliller bunun hak olduğuna delâlet etmiş, Vâkıa ve Ğâfir (Mü'min) sûrelerinde bu husus zikredilmiştir. Ayrıca Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak bildirildiğine göre ondan hiç kimsenin kurtulamayacağı kabrin bir sıkıştırması vardır.İnsan, kabrinden ameliyle başbaşa kalacak, âilesi ve malı dünyada kalacak ve en muhtaç olduğu günde ondan ayrılacaktır. Kabir, âhiretin ilk merhalesidir. Onun azabından kurtulan, onun için ondan sonrası daha kolay olacaktır. Ondan kurtulamayan için ise, daha şiddetli ve daha korkunç olacaktır.Bundan dolayı insanın bir an önce istiğfar edip nasuh tevbeyle Allah'a tevbe etmesi ve ölüye, kabrinde Münker ve Nekir'in sorgusu karşısında sebât etmesi için duâ etmesi gerekir.
Bu, hurâfe ve bid'atların karıştığı her türlü şeyden berî kılan selefî akîdeyi, bu ümmetin selefinden, sahâbeden; sahâbe, tâbiîn ve onlardan sonra gelen ve müslümanların hidâyet ve dirâyetlerinde icmâya vardığı muhakkik âlimlerden gelen Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat akîdesini müslümanlar için beyan eden özlü bir risâledir.
Bu kitap, İslâm ümmetinin nasıl zafere erişebileceğini, zafere erişmesinin sebeplerini, günümüzde müslümanların hezimete uğramalarının sebeplerini, İslâm ümmetinin dirilişine giden yolu ve düşmanlarını açıklamaktadır.
Bu kitap, ilim tahsilinde şu önemli kuralları içermektedir:
İnsanoğluna her noktada "seçme" hakkı veren Allah Teâlâ dost seçiminde de hiçbir zorlama yapmamıştır. İstediğin an istediğin varlığı dost seçebilirsin. İster kendine Allah’ı ve dostlarını dost seç, ister şeytanı ve dostlarını.. Ama unutmayalım ki seçeceğimiz dost kim olursa olsun ya Allah’ın dostudur ya da şeytanın.
Bu, faydası büyük bir risâledir. Belki de bu risâle, Elbânî'nin ardında bıraktığı, içinde dînine ve Nebisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetine tutkun müslümanın uyması gereken sahih selefî metod usûlünün beyanı bulunan çalışmaların en önemlisidir. Bu risâlenin aslı, Elbânî'nin, Selefî dâvetin usûlü hakkındaki ilmî bir konferansı ve Elbânî'nin hayatı boyunca her zaman dâvet ettiği Selefî Metod'a dâir kayıtlardır.
Bu makale, hıristiyanların bayramlarını kutlamanın hükmü ile ilgili birtakım mesele ve hükümlerini içermektedir.
Bu risâle, Şeyh Muhammed b. Abdulvahhab'ın hayatını, dâvetini, sözlerini, ona atılan iftirâları ve bu iftirâlara verilen reddiyeleri içermektedir.
İslâm’ın temelleri mesâbesindeki beş esastan biri olan oruç hakkındaki bu muazzam eser, Kitap ve Sünnetten deliller ile âlimlerin kendilerine sorulan sorulara verdikleri cevaplardan oluşmaktadır. Oruç ile ilgili akla gelebilecek hemen her meseleyi kapsamlıca ele alan bu eser, oruç hakkında başka hiçbir esere ihtiyaç bırakmayacak genişliktedir.
Yazar, aşağıdaki sebeplerden dolayı namaz kılmayanlara cevap vermektedir:
Kalpten Kalbe: Dosdoğru yol olan Sırat-ı Mustakîm'e, hakkı aramaya ve hakka tâbi olmaya samimi bir çağrıdır.Bu çağrı, Şia sarıklılarının kendilerine uyanlara empoze ettikleri fikirleri tartışmak için bir nefis muhasebesidir.
Önceki | Sonraki |