- Web Sitesi: www.islamhouse.com
- Telefon: 2147483647
-
Başlık: موقع دار الإسلام على شبكة الإنترنت.
المملكة العربية السعودية، الرياض، حي الربوة، شارع الأربعين، بجوار شركة الراجحي المصرفية للاستثمار.
Ülke:
- Tarih
- Ziyeretçi sayısı
- Alfabetik sıra
- Sunum:
Bu makale, büyük ve küçük zulmü, fıskı ve nifâkı Kur’an ve sünnetten delillerle açıklamaktadır.
Allah Teâlâ’nın, mü’min kulunu muhafazası türlüdür:
Müslümanın, Allah Teâlâ’nın hükümlerine tam teslimiyet göstermesi, onları münakaşa etmemesi ve katıksız bir şekilde bunlara itaat etmesi gerekir.
Bu makalede tevessülün sözlük ve terim anlamını, câiz olan ve câiz olmayan tevessül çeşitlerini detaylı bir şekilde bulacaksınız.
Hiç şüphe yok ki dînde bilgili olmak, en fazîletli amellerden olup her türlü iyiliğin belirtisidir.Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur: "Allah,kimin hakkında iyilik dilerse, onu dînde bilgili kılar." Bunun sebebi de şudur:Sâlih amelin temelini oluşturan faydalı ilim, ancak dînde bilgili olmakla elde edilir.
Abdest almak için gerekli olan su veya su bulunmadığında da suyun yerine geçen toprakla temizlenme (teyemmüm) gerektiği için,İslâm âlimleri, eserlerinin ilk bölümlerini tahâret ve abdest konusuna ayırmışlardır. Çünkü namaz, kelime-i şehâdetten sonra İslâm’ın diğer rükünlerinden önce zikredilince, namazdan önce yapılması gereken şeylerin öne alınması daha uygun olmuştur ki bunlardan birisi de abdesttir. Abdest, namazın anahtarıdır.
"Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e Yardım Etmenin 100 Yolu", "Uluslararası Son Peygamber’e Yardım Komitesi"nin hazırlamış olduğu bir makaledir.Bu makale, Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e yardım edebilmenin birçok yollarını içermektedir. Bu yollar; Fert, âile veya toplum düzeyinde veyahut eğitim-öğretim sektörü ile bu sektörde çalışanlar, imamlar, dâvetçiler ve ilim talebeleri düzeyinde, Aydınlar, düşünürler, basın-yayın alanında çalışanlar düzeyinde, hayır ve İslâmî davete yönelik kurumlar düzeyinde, internet ve web site sahipleri düzeyinde veya zenginler ve İslâmî hükümetler düzeyinde olabilir.
İslâm, kâmil dîndir. İnsanın bütün hayatını düzenlemiş, ona faydalı olan şeyleri emretmiş, zararlı olan şeyleri de yasaklamıştır.Yemesinden, içmesinden ve uykusundan önce ile uykusundan uyandıktan sonra, mukimlik, yolculuk ve diğer hallerinde, hem kendisi, hem de başkasıyla ilgili birtakım âdâbı meşrû kılmıştır.
İslâm, kâmil dîndir. İnsanın bütün hayatını düzenlemiş, ona faydalı olan şeyleri emretmiş, zararlı olan şeyleri de yasaklamıştır.Yemesinden, içmesinden ve uykusundan önce ile uykusundan uyandıktan sonra, mukimlik, yolculuk ve diğer hallerinde, hem kendisi, hem de başkasıyla ilgili birtakım âdâbı meşrû kılmıştır.
İslâm, kâmil dîndir. İnsanın bütün hayatını düzenlemiş, ona faydalı olan şeyleri emretmiş, zararlı olan şeyleri de yasaklamıştır.Yemesinden, içmesinden ve uykusundan önce ile uykusundan uyandıktan sonra, mukimlik, yolculuk ve diğer hallerinde, hem kendisi, hem de başkasıyla ilgili birtakım âdâbı meşrû kılmıştır.
Allah Teâlâ’nın mülkün sahibi, onda dilediği gibi tasarrufta bulunma hakkına sahip olduğu, O’nun izni olmadan kâinatta hiç kimsenin bir şey yapamayacağı, yaratılmışların kontrolünün O’nun elinde olduğu, dilediği şeyin olacağı ve dilemediği şeyin olmayacağı, Rabbine îmân eden müslüman bir kulun nefsine ve kalbine yerleşirse, bu takdirde o kimse, insanlara bel bağlayan bütün bağları koparır ve yalnızca Allah Teâlâ’ya tevekkül eder.
Bu mesaj, bir grup alim ve kültürlü müslümanlar tarafından, bir araya gelip araştırma yaptıkları ve batıyla olan alakaları daha da ileriye götürme ve geliştirme adına yaptıkları bir çalışma olmakla birlikte, batının resmi ve dini heyetleri, basın-yayın organları, müesseseler ve şahıslar tarafından müslümanların mukaddesatına ve İslami değerlerine karşı yapılan apaçık aşağılamalara son derece akılcı ve güzel bir uslupla müdahale etmiş bir çalışmadır.
Bu makale, hıristiyanlık için gece-gündüz çalışan meşhur davetçi Yusuf Estes adındaki bir papazın İslâm’a giriş öyküsüdür.
Bu makale, Hindu inancına sahip karı-kocanın, hak din olan İslâm’a nasıl girdiklerini anlatan güzel bir öyküdür.
Sünnet, hiç şüphesiz vahiy mahsülüdür. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de sünnetin vahiy olduğunu gösteren deliller pek çoktur.Bu âyetler:Ahzâb Sûresi:34,Nisa Sûresi:113,Kıyâme Sûresi: 17-19, Nisâ Sûresi:105 ve Nisâ Sûresi: 59.
Yazar, bu kitapta okurlarına Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye’yi en güzel bir şekilde tanıtmaktadır.
Yazar, bu kitapta Muhammed Ebu Zehra’nın iddia ve yalanlarina cevap vermekle, İbn-i Teymiyye ve İbn-i Abdulvahhâb’ın ortaya yeni bir mezhep çıkarmadığını, ancak İslâm dâvetinin birer müceddidi olduklarını, onların, itikâtta ehl-i sünnet ve’l-cemaatın itikâdı ve furuâtta da Ahmed b. Hanbel’in mezhebi üzere bulunduklarını, hiçbir konuda bu iki mezhebin esasları dışına çıkmadıklarını ifade etmektedir.
Yazar, bu kitapta ibâdet, ihlas, ilah, tağut gibi kavramların anlamlarını delillerle açıklamış, lâ ilahe illallah diyen kimse tekfir edilir mi? Bir kimsenin dört mezhepten birisine uyması gerekir mi? gibi sorulara delillerle cevap vermiştir.
Halk arasında Receb, Şa’ban ve Ramazan ve bu aylar içinde bulunan önemli gün ve gecelerle ilgili birçok hadis dolaşmaktadır. Bunlardan bazıları sahih, bazıları zayıf ve maalesef birçoğu ise uydurmadır.Hurafelerin halk nezdindeki itibarı ve oldukça yaygın oluşu göz önünde bulundurulduğunda, bu gibi konularda uydurma hadislerin sahihmiş gibi bilindiği görülmektedir.
Bu konudaki hedemiz; Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’den kutlaması hakkında sahih bir nakil sabit olmayan ve genellikle İslâm âleminde, özellikle de ülkemizde kutlanan bazı kandil geceleri hakkında müslümanları uyandırmaktır.
Bu kitapçıkta, İsa Mesih -aleyhisselam-’ın âhir zamanda yeryüzüne inecek oluşunu inkâr eden ve alanlarında-güya- profesör geçinen ama aslında cehâlet ve hadis inkârcılığında profesör olanlara çok güzel reddiye vardır.
Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur: "Her kim Ramazan orucunu tutar da sonra ona Şevval'den altı günü eklerse bütün sene oruç tutmuş gibi olur." (Müslim, Sıyâm, 39 (1164)
Bu makale, haccın büyük faydalarını, hacda yapılan amellerden yola çıkarak güzel bir şekilde açıklamaktadır.Örneğin: Telbiye, Beytullahı tavaf, safa ve Merve arasında sa'y, Arafat'ta vakfe, Müzdelife ve Mina'da geceleme ve cemreleri taşlama gibi...
Bu makale, hac ve umrenin fazîletini, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in hadislerinden derlenen delillerle detaylı olarak açıklamaktadır.
Bu makale, hac ve umrede getirilen telbiyenin ne anlama geldiğini, hangi şeyleri ifâde ettiğini ve bu büyük kelimenin hikmetlerini güzel bir şekilde açıklamaktadır.
Bu makale, bazı hacıların hac sırasında yaptıkları hataları açıklamaktadır.Örneğinİ İhram sırasında, Mescid-i Haram’a girerken, Arafat’ta vakfeye dururken, Müzdelife’de gecelerken, cemrelere taş atarken ve Vedâ tavafı gibi...
Bu makale, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in, Zilhicce'nin 8. günü olan Terviye gününden 13. gün olan Teşrik günlerinin son gününe kadar hacda yaptığı amelleri açıklamaktadır.
Bu makale, Kur’an ve Sünnette ibâdet ve taatin anlamını, ibâdet, itaat ve kulluğun; Allah Teâlâ’nın sevip râzı olduğu, gizli açık bütün söz ve amelleri (davranışları) içine alan bir kavram olduğunu açıklamaktadır.
Din; itaat, ibadet ve ahlak anlamlarına gelir. "Din" kelimesinde zelil ve hakir etme, aynı zamanda boyun eğme, itaat etme anlamı vardır.
Ka’b b. Mâlik’in kıssasında her müslümanın, özellikle de İslâm dâvetçilerinin çıkarması gereken pek çok dersler ve ibretler vardır.
Önceki | Sonraki |