Tevhîdin şânı büyüktür. Bunun içindir ki, kelime-i şehâdeti zikrederek hayatını tevhîdi ikrarla sona erdiren kimsenin mükâfâtı; Allah Teâlâ’nın onu cennete girdirmesi olmuştur. Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, ölmek üzere olan kimseye, Allah’a hüsn-i zan beslemesini ve rahmetini arzu etmesini emretmiştir.
Ölümü ve ölümden sonrasını hatırlamak, nefsi ıslah etme ve onu ileride sâlih amel işleyip dünyaya meyletmemeye teşvik etme konusunda çok etkilidir. Bunun içindir ki Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ölümü çokça hatırlamaya teşvik etmiştir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- müslümanın, başına gelen belâlardan dolayı ölümü temennî etmesini yasaklardı. Çünkü insan, hayrın, ölümünde mi yoksa hayatında mı olduğunu bilemez. Aksine Allah Teâlâ’dan, kendisi hakkında hayırlı olanı takdir etmesini istemelidir.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e itaat etmek, onun sözünün yanında her sözü terk etmek, onun emir ve yasaklarına teslim olmak; İslâm’ın üzerine binâ olunduğu ikinci kâidenin tâ kendisi olan kelime-i şehâdetin ikinci kısmı "Muhammedun Rasûlullah"ın anlamıdır. Bu sebeple İslâm dîni, iki kâide üzerine kurulmuştur:Yalnızca Allah’a ibâdet edilmesi ve Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e itaat edilmesidir.Hidâyet ve kurtuluşa ermek, fitnelerden kurtulmak ve cennete girmek için, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e itaat etmekten başka bir yol yoktur.
Selâm, müslümanların mübârek bir şiârıdır. Allah Teâlâ, selâmı, müslümanlar için bir esenlik ve müslümanın, müslüman kardeşi üzerindeki haklarından birisi olarak saymıştır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de cennete girmenin sebebi olan selâmı yaymayı, müslümanlar arasında sevgi ve muhabbetin yayılmasının sebeplerinden birisi olduğunu haber vermiştir.
İslâm'da selâmın, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in biçimlendirdiği bir şekli vardır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, Allah Teâlâ'nın, Âdem -aleyhisselâm- ve onun nesli için selâmı meşrû kıldığını haber vermiştir. Selâmın şekli, müslümanın şöyle demesidir: "Esselâmu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh". Bu, en fazîletli olan şeklidir. Eğer bir müslüman, sadece "Esselâmu aleykum" veya "Esselâmu aleykum ve rahmetullah" derse, bu yeterlidir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, tam şekliyle selâm verenin otuz sevaba nâil olacağını da haber vermiştir.
Bu makale, "Sünnetler ve Şer’î Hükümlerden Günlük Dersler" adlı kitaptan iktibas edilerek hazırlanmış olup "Umrenin fazîleti" ile ilgilidir.
Vakit, hayatın kendisidir. Her kim, vaktini boşa harcayarak kaybederse, hayatını kaybetmiştir demektir. Âhirette de boşa harcadığı bu vaktinden hesaba çekilecektir. Birçok insan, vakti konusunda aldanıp hüsrana uğramakta, vaktini, dünya ve âhirette kendisine hüsran olarak dönecek şeylerde harcamaktadır.
Bu makale, "Sünnetler ve Şer’î Hükümlerden Günlük Dersler" adlı kitaptan iktibas edilerek hazırlanmış olup " Zilhicce’nin ilk on gününün fazîleti ve bu günlerle ilgili birtakım hükümler" ile ilgilidir.