- Web Sitesi: www.islamhouse.com
- Telefon: 2147483647
-
Başlık: موقع دار الإسلام على شبكة الإنترنت.
المملكة العربية السعودية، الرياض، حي الربوة، شارع الأربعين، بجوار شركة الراجحي المصرفية للاستثمار.
Ülke:
- Tarih
- Ziyeretçi sayısı
- Alfabetik sıra
- Sunum:
Hiç kuşkusuz ilim, fert fert ve birbütün olarak toplum hayatının üzerine kurulduğu zorunlu maslahatlardandır. Bu zorunlu maslahatlarda bozukluk olduğu takdirde hayat nizamı düzgün işleyemez. Bahsedilen bu zaruri maslahatlar gerçekleştirilmediği takdirde toplumun durumu bozulmaya meyleder ve Şari’in onun için istemiş olduğu yoldan sapar. Aslı, Prof. Dr. Nasır el-Umer’in verdiği iki konferanstan ibâret olan bu kitap, ilim, onun öneminden, fazîletinden ve günümüz müslümanlarının ilme karşı tutumlarından bahsetmetedir.
Yazar, bu kitapta îmân esaslarını, Kur’an ve sünnetten delillerle açıklamaktadır.
Bu kitapta îmânla ilgili meselelerin tamamı veya büyük çoğunluğu, her okuyucunun istifade edebileceği kolay ve anlaşılır bir üsİupla, güzel ve ayrıntılı bir düzenleme içinde bir araya getirilmiştir. Bu konuları ilk defa öğrenecek bir kişiye bu kitabı okumak hiç zor gelmeyeceği gibi, bu konuları çok iyi bilen kişi için de kitabın seviyesi düşük değildir.
"Fethu Rabbi’-l-Beriyye bi Telhisi’l-Hameviyye" kitabı; Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye’nin -Allah ona rahmet etsin- kitabı "el-Hameviyye fi’l-Akîde" adlı kitabının özetidir.
Bu kitap, İslâm ümmetinin nasıl zafere erişebileceğini, zafere erişmesinin sebeplerini, günümüzde müslümanların hezimete uğramalarının sebeplerini, İslâm ümmetinin dirilişine giden yolu ve düşmanlarını açıklamaktadır.
Bu risâle, ictihad ve taklid konusunda yazılan en değerli kitaplardan birisidir.Kitabın yazılmasının sebebi; yazarın -Allah ona rahmet etsin-, kitabın önsözünde dediği gibi şöyledir: "Bana, Uzakdoğu ülkelerinden Japonya’nın Tokyo ve Osaka şehirlerinde oturan müslümanlar tarafından bir mektup gönderildi. Mektubun özeti şöyleydi: "İslâm nedir? Mezhep ne demektir? İslâm dîniyle şereflenen birisinin dört mezhepten birisine veya başka bir mezhebe girmesi, yani Mâlikî, Hanefî, Şâfiî veya Hanbelî olması gerekir mi, gerekmez mi? Çünkü burada büyük bir ihtilaf ve vahim bir münakaşa başladı.Japon fikir adamlarından birkaç aydın, İslâm dînine girmek ve îmânla müşerref olmak istediklerini Tokyo’daki müslüman cemiyetine bildirdiler.Hindistanlı müslüman bir grup: "Kendilerinin, ümmetin kandili olan Ebu Hanife’nin mezhebini seçmeleri", Endonezyalı bir grup ise; "Şâfiî mezhebini seçmeleri gerektiğini" söylediler. ...
Kabir azabı haktır ve îmân edilmesi gerekir. Nitekim Kur'an ve sünnetten deliller bunun hak olduğuna delâlet etmiş, Vâkıa ve Ğâfir (Mü'min) sûrelerinde bu husus zikredilmiştir. Ayrıca Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak bildirildiğine göre ondan hiç kimsenin kurtulamayacağı kabrin bir sıkıştırması vardır.İnsan, kabrinden ameliyle başbaşa kalacak, âilesi ve malı dünyada kalacak ve en muhtaç olduğu günde ondan ayrılacaktır. Kabir, âhiretin ilk merhalesidir. Onun azabından kurtulan, onun için ondan sonrası daha kolay olacaktır. Ondan kurtulamayan için ise, daha şiddetli ve daha korkunç olacaktır.Bundan dolayı insanın bir an önce istiğfar edip nasuh tevbeyle Allah'a tevbe etmesi ve ölüye, kabrinde Münker ve Nekir'in sorgusu karşısında sebât etmesi için duâ etmesi gerekir.
Hanifî âlimlerinin önemsedikleri ve gerek eserden, gerekse yazarından övgüyle bahsettikleri bu kitap, İslâm dünyasının birçok yerinde yaygınlaşan kabirperestlik hastalığını ve kabirlerde işlenen birçok bid’atleri Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in hadislerinden delillerle açıklamıştır.
Bu kitapta; kadınlarla ilgili olan şer‘i yasaklardan sahih olanlardan bir kısmı zikredilmiştir.Kadınlara yönelik bu yasaklarla ilgili olarak -bazısı hem erkek, hem de kadınlar hakkında mutlak olsa da- otuz tanesi birarada derlenmiştir.Ayrıca yazar, zikredilen hadislerin sahih olmasına özen göstermiştir.
Bu makale, hıristiyanların bayramlarını kutlamanın hükmü ile ilgili birtakım mesele ve hükümlerini içermektedir.
Kalpten Kalbe: Dosdoğru yol olan Sırat-ı Mustakîm'e, hakkı aramaya ve hakka tâbi olmaya samimi bir çağrıdır.Bu çağrı, Şia sarıklılarının kendilerine uyanlara empoze ettikleri fikirleri tartışmak için bir nefis muhasebesidir.
Önceki | Sonraki |